16 Ekim 2015 Cuma

PKK’da iç infazlar

PKK, kendi silah gücünü kendi insanlarına karşı da bir tehdit olarak tutmaktadır. Günümüzde pek çok kişinin şiddetli korku dolayısıyla PKK’ya destek vermek zorunda kaldığı unutulmamalıdır. Bu korkunun tek kaynağı silahtır. Nitekim PKK içinde silaha dayalı korkutma politikası oldukça güçlü işlemekte ve korkunç infazlarla örgütün içinde bir korku imparatorluğu hüküm sürmektedir. Şüpheli kişiler ya da şüpheli olarak lanse edilen kişiler, “önderliğin” emri üzerine diğer örgüt üyelerinin karşısında silahla kurşuna dizilerek, ailelerinin yanında vurularak, toprağa gömülüp başından kurşunlanarak, bazıları ise üzerlerine asit dökülerek katledilmektedirler. Kimi zaman casusluk, kimi zaman itaatsizlik, kimi zaman kurallara uymama gibi suçlamalarla gerçekleşen bu infazların sayısı ise şimdiye kadar hiçbir terör örgütünde rastlanmamış şekilde fazladır. İbrahim Güçlü ve Kemal Burkay gibi önemli Kürt siyasetçiler, PKK’nın iç infazlarıyla şimdiye dek 15-17 bin Kürdün katledildiğini bildirmektedir. Burkay’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyledir:
“PKK, kendi içindeki farklı sesleri susturmak için de eşine rastlanmaz bir terör uyguladı; insanları tutukladı, işkence etti, kurşuna dizdi; Bekaa ve Güney Kürdistan'daki üslerini ölüm tarlalarına çevirdi. Bunun yanı sıra yurt dışında da örgütten ayrılan, ya da ters düşen pek çok kadroyu katletti. Bu şekilde, Kürt halkının özgürlüğü için, güçlü yurtsever duygularla köylerinden ve okullarından kopup gelen bu gencecik insanların yüzlercesi ve binlercesi PKK'nın bu acımasız çarkı tarafından keyfi nedenlerle yok edildi.”
Yine, İbrahim Güçlü’nün TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na verdiği bilgilere göre PKK’nin infaz ettiği 17 bin Kürdün bir kısmı PKK’nın ve Öcalan’ın kendisine rakip gördüğü PKK’lılardır. Güçlü, “Kürt örgütlerine karşı infaz ve iç infaz” başlığı altında verdiği ifadelerde, Öcalan’ın bu infazlar için “Öldürelim, otorite olalım” dediğini de belirtmiştir.

PKK'nın kurucu kadrosunda bulunan Mehmet Şener ve nişanlısı
Sakine Cansız PKK liderlerinin emriyle infaz edilmişlerdir.
PKK kurucularından Şemdin Sakık’ın bildirdiğine göre PKK’da iç infazlara karar verenler, Abdullah Öcalan, Cemil Bayık, Murat Karayılan ve Sabri Ok dörtlüsünden başkası değildir. Hele hele infaz edilmesi gerekenler üst düzey yönetici veya örgüt kurucuları iseler, bu infaza karar veren tek yetkili Öcalan’dır.
Sakık’ın itiraflarında yer alan detaylar ciddi anlamda tüyler ürperticidir. Açıklamalarda görüleceği gibi, PKK iç infazları için militanın hainlikle suçlanmasına gerek duyulmamakta, sırf ölü bir militan yaralı olana tercih edildiği için infazlar yapılmaktadır:
“...onlarca militanın vurulmasını bir militanın kaçmasına tercih ettik. Çünkü ölenler örgüte zarar değil yarar sağlıyorlardı. Kardeşleri, aileleri, akrabaları örgüte bağlanıyordu. İşte bu yıkıcı etkiden dolayıdır ki; 1992 yılında; şu anda örgütün lider kadrolarından olan Cemil Bayık, sırf güvenlik kuvvetlerinin eline geçmesinler diye; 17 yaralı militanı Haftanin vadisinin bir mağarasında kurşuna dizdirdi. Dahası militanların sağ ele geçmemeleri örgüt politikasıydı ve böylesi olaylar oldukça yoğun yaşandı. Çünkü ölüm kazanım, karşı tarafın eline düşmek kayıp olarak görülüyordu. Yaralıların bile devletin eline geçmesine tahammül edilmiyordu. Örgüte göre işlenebilecek en büyük suç canlı olarak devletin eline düşmek ve üstelik ceza indiriminden yararlanmaktı.”
Derin Sol kitabının yazarı Hakkı Öznür, eserinde terör örgütü PKK’nın lideri Öcalan’ın, Şahin Dönmez’den, Mehmet Şener’e (Mehmet Şener, Paris’te öldürülen Sakine Cansız’ın nişanlısıydı), yüze yakın PKK kurucu ve Merkez Komite üyesi ile binlerce militanı, hep aynı klasik “hain”, “önderliğe karşı geldi”, “ajan provokatör”, “casus” gibi suçlamalarla infaz ettirdiğini açıklamıştır.
PKK'nın kurucu üyelerinden Ali Ömürcan, Lübnan'da Cemil Bayık tarafından sorgulanarak idam edilmiş, PKK'nın III. Kongresi'nde genel sekreter birinci yardımcılığına getirilen Halil Kaya, Öcalan'ın talimatıyla kurşuna dizilmiştir.
PKK'nın kuruluş aşamasında yer alan Kani Yılmaz (Faysal Dumlayıcı), Öcalan yakalandığında Avrupa'da yer bulamamasının sorumlusu olarak gösterilmiş ve iki PKK teröristinin aracına yerleştirdiği bomba ile 10 Şubat 2006'da öldürülmüştür. Örgütün kurucu isimlerinden olan ve Erzincan-Tunceli sorumluluğu yapan Yıldırım Merkit, ajan-işbirlikçi ilan edilmiş ve Romanya'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmüştür. PKK'nın kurucularından olan Ordulu Haki Karer’in zaman zaman öne çıkması Öcalan'ı rahatsız etmiş ve Karer, 18 Mayıs 1977'de, Gaziantep'te bir kahvehanede şüpheli bir şekilde vurulmuştur. PKK Avrupa Sorumlusu Çetin Güngör, örgütün kongresinde yöneticilerin faaliyetlerini eleştirmiş ve ajan olduğu gerekçesiyle 1984'te Stockholm'de öldürülmüştür. 12 Eylül darbesinde yakalanıp 11 yıl Diyarbakır Cezaevi'nde kaldıktan sonra tahliye olan Ali Rıza kod adlı Mehmet Çimen, Almanya'da üst kademeyle görüş ayrılığına düşmüş ve Suriye'ye çağırılmıştır. Örgüt kararıyla banyo küvetinde üzerine asit dökülerek infaz edilmiştir.

10 Kasım 2014'te Cizre'de PKK tarafından sokak ortasında
infaz edilen Abdullah Budak
PKK, 12 Eylül öncesinde sosyalist Kürt örgütlerinin militanlarını da öldürmüştür. PKK böylece yine Kürtlerden oluşan Özgürlük Yolu, Tekoşin, TKP, Beş Parçacı Grubu, KUK, Halkın Kurtuluşu, Halkın Birliği, Halkın Yolu, TİKP-Aydınlık, TİKKO, Dev-Yol, Kurtuluş Hareketi gibi tüm örgüt yapılanmalarını katliamlarla yok etmiştir.
PKK üyeliğinden 10 yıl cezaevinde kalan Aytekin Yılmaz,  örgüt içi infazları anlattığı Yoldaşını Öldürmek adlı kitabında, bu cinayetlerin PKK mensupları tarafından halay çekilerek kutlandığını anlatmıştır. Yılmaz, “Ben iki olayda halay çekildiğini gördüm. Biri 1990'lı yıllarda gerillalar (PKK mensupları) karakol basıp 20-30 askeri öldürdüğündeydi. Bana korkunç gelirdi. İkinci halay da yoldaşlarını öldürdükten sonra çekilen halaydı. Bir de üstüne koğuşlara tatlı dağıtırlardı. Öldürdükleri insan dün arkadaşlarıyken bunu yaptılar! İnanabiliyor musun bunlara? diyerek PKK’nın nasıl vahşi bir oluşum olduğunu dile getirmiştir.
İsmail Beşikçi ise PKK tarafından iç infazlarda öldürülen insanların ve yakınlarının durumunu şöyle anlatır:
"PKK içinde, Mehmet Şener gibi yüzlerce infaz var... Oğulları, kızları kendi arkadaşları tarafından, PKK tarafından infaz edilenler ise bir sessizliğe gömülmüş, hayattan tamamen kopmuşlardır. Bu aileler için başvurulacak bir makam yoktur...
10 Kasım 2014’te Cizre’de sokak ortasında vurulan Abdullah Budak’ın öldürülmesini, PKK’nın gençlik ve sözde asayiş birimi üstlenmiştir. Terör örgütü bu infazı ajanlık suçlamasıyla yaptıklarını belirtmiştir. İşte bu infaz gibi on binlerce cinayet işleyen terör örgütü bölgeyi kana bulamaktadır. Bu infazlar sürekli devam etmekte, bölgede her gün bu vahşet Kürt halkına yaşatılmaktadır.
PKK, Öcalan'ın vahşet politikalarına karşı çıkan Mehmet Turan, Murat Bayraklı, Abdullah Kumral, Dilaver Yıldırım, Avukat Mahmut Bilgili, Mehmet Çimen, Resul Altınok, Sakine Cansız gibi birçok Kürdü de katletmiştir.
Açıkça görülebildiği gibi PKK’nın elindeki silah, kendi militanlarına da çevrilmiş durumdadır. Pek çok militan, bu korkunç baskının esiri konumundadır. Bu durum, PKK’nın asla silahtan vazgeçmeyeceğinin de bir başka delilidir. Silahı bıraktığı taktirde Türk devletine karşı tüm kozlarını kaybettiği gibi, kendi militanlarını da kaybedeceğini çok iyi bilmektedir.
http://www.milliyet.com.tr/sabri-ok-silahsizlanma-gundem-1973869/
Şemdin Sakık, Çözüm Süreci, Alter Yayınları, 2014, s. 100-103
a.g.e. s. 116-117
a.g.e. s. 117
http://www.milliyet.com.tr/kemal-burkay-in-bu-aciklmalari-pkk-yi-cileden-cikaracak/siyaset/siyasetdetay/27.02.2012/1508468/default.htm
Şemdin Sakık, Çözüm Süreci, Alter Yayınları, 2014, s. 73-74
a.g.e. s. 172
http://t24.com.tr/haber/pkk-dhkp-c-tikko-yoldaslarini-nasil-oldurduler,267458
http://t24.com.tr/haber/pkk-dhkp-c-tikko-yoldaslarini-nasil-oldurduler,267458
Burhan Semiz, PKK ve KCK’nın Din Stratejisi, s. 201-204
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2011/12/25/ocalan-peygamber-evi-kabe#
http://www.dogruhaber.com.tr/Haber/Ocalani-Peygamber-ilan-ettiler-122778.html
http://www.serxwebun.org/index.php?sys=naverok&id=63
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ilker-belek/karma-egitim-cinsel-gelisim-82967
http://www.ensonhaber.com/kck-osman-baydemiri-aglatti-2012-04-20.html
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/murat_yetkin/kurt_sureci_secim_ikileminde-1221690
Abdullah Öcalan, Demokratik Uygulamalar Manifestosu V. Kitap, 2013 s.16
http://tr.wikisource.org/wiki/KCK_S%C3%B6zle%C5%9Fmesi
http://haber.star.com.tr/yazar/mardin-kantonundan-yaziyorum/yazi-1029450
http://www.dirilispostasi.com/orgut-uc-bin-cocugu-kacirdi/
http://haber.star.com.tr/yazar/secim-sahasindan-bildiriyorum/yazi-1025861
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Özel rapor, PKK’nın kontrolündeki Diyarbakır, Eylül 2013, s. 5
http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/902652-eski-turkiyeye-donus
http://www.aljazeera.com.tr/al-jazeera-ozel/kisanak-petrolden-pay-istiyoruz
Ümit Özdağ, PKK ile Pazarlık, Kripto Yayıncılık, 2013, s. 252
http://www.zaman.com.tr/politika_pkk-ozerklik-ilan-ediyor_2200699.html
Cemal Temizöz, Siyasallaşan PKK Terörü, Togan Yayınları, Bakırköy, Şubat 2012, s. 531
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Özel rapor, PKK’nın kontrolündeki Diyarbakır, Eylül 2013, s. 4
A.g.e. s. 4
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Analiz, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Temmuz 2011, s. 12
Carl J. Friedrich ve Zbigniew K. Brzezinski’nin‘Totaliter Diktatörlük ve Otokrasi - Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Analiz, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Temmuz 2011, s. 12
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Analiz, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Temmuz 2011, s. 15
http://gundem.bugun.com.tr/m/NewsDetail.aspx?id=125783
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Analiz, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Temmuz 2011, s. 29
Tuğçe Tatari, Anneanne Ben Aslında Diyarbakır’da değildim, Doğan Kitap, 2015, s. 179
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Analiz, KCK Örgütlenme Modeli ve Amacı, Temmuz 2011, s. 29
Gerek yok ki… Ahmet Altan, Taraf Gazetesi 22 Ekim 2011, http://www.taraf.com.tr/yazilar/ahmet-altan/gerek-yok-ki/18259/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder